12 Haziran 2013 Çarşamba

A5. SAMÎLER’İN SİNEAR’I İSTİLASI


3. Binyıl’ın başlarında Arabistan çöllerinden taşan Samî dalgaları Fırat boylarına dayandığında, Sinear'da yüksek bir kültüre sahip olan Sümerler yaşıyordu.
İnsanın iştahınıkabartan verimli toprakları, güzel meyve ve hurma bahçeleri, geniş meraları, zengin sanat
eserleri ve tapınaklarında toplanan hazineleriyle Sümerler Arap Yarımadası’nın çölleri ile İran'ın yüksek kayalıkları arasında, etrafındaki barbar kabilelerin ısrarla ele geçirmek istedikleri zengin bir bölgeyi oluşturuyordu.
Dönemin diğer toplumlarına göre oldukça ileri düzeyde bir kültüre sahip olan Sümerler, çivi yazısı şekline soktukları piktografık bir yazıyı kullanıyorlardı.
Ancak Sümer siteleri arasındaki anlaşmazlıklar Sinear'a girmek için fırsat bekleyen düşmanlarına ümit veriyordu.
Rakip Patesiler’*den her biri rakibine karşı galip gelmek için Fırat boylarına dolmuş olan bedevi Samîler’den aylıklı asker alıyordu.
Samîler böylelikle Sinear'a sokulmaya yol bulunca orada yerleşmek ve çoğalmak için her fırsattan yararlanmaya başladılar.
Tarlalarda, bağ ve bahçelerde çalışmak üzere Sinear şehirlerine girdiler.
Her geçen gün çoğaldılar.
Sonunda MÖ. 4. Binyıl’ın sonu, 3. Binyıl’ın başlarına doğru Sinear'in kuzey tarafındaki Samîler bu bölgede kuvvetli bir varlık gösterecek kadar çoğalmışlardı.
Merkezleri, Fırat'ın alçak bölgeye girdiği ve Dicle'ye doğru ilk büyük kollarını gönderdiği sahaydı.
Bugün Ebu-Habba denilen Sippar bu bölgede bulunuyordu.
Güney Sümer sitelerinden Lagaş Patesisi Eannatum'un MÖ. 2900 tarihlerine doğru Kuzey Kiş Kralı Al-Zu ile Kaş (Opis) Kralı Zuga'yı yenmesi, Samîler’in yoğun olarak bulundukları bölgedeki Sümer kuvvetlerinin sonu demekti. 

Eannatum'un halefleri de Lagaş'ın sindirici gücünü devam ettirecek bir lider çıkaramadılar. 
Bundan yararlanan Samîler, Kiş ve Keş sitelerinde hâkimiyeti ellerine aldılar.

3. Binyıl’ın başlarına doğru Sinear'ın kuzey bölgesinde milli bir varlık teşkil eden Samîler, bu sayede siyasi bir güç de kazanmış oluyorlardı. Artık Sinear'da dilleri ve tipleri birbirlerinden tamamen farklı ve mücadele halinde iki grup bulunuyordu.
Bunlardan ikinci grubu oluşturan Samîler, içine girdikleri Sümer medeniyetini, Sümer yazısını, Sümer sanatını
öğrenmiş ve Sümerler kadar uygarlaşmışlardı.
Eannatum'un haleflerinden Urukagina, Lagaş'ın sarsılan gücünü yükseltmek için çok çaba sarf etti.
Din temsilcilerinin ve memurların halka karşı yaptıkları haksızlıkların önüne geçmek, bozuk idareyi düzeltmek için birtakım sosyal reformlar gerçekleştirdi.
Onun sosyal reformları kanun tabletlerinde görülür ve iki bölümde anlatılır.
Ancak, Urukagina'nın milli Tanrı Enlil'e karşı Ningirsu'yu baş Tanrı olarak tanıtmaya kalkışması, hem kendisinin, hem de Lagaş'ın huzurunu sona erdirdi.
Bu arada Umma’da Babu isminde bir rahibin oğlu olan Lugalzaggisi, Urukagina reformundan ilham alarak, Umma kral sülalesinin dönemini başlatmış ve iktidara geçmişti.(MÖ. 2375)
Lagaş'ın iç karışıklıklarından faydalanarak Uruk şehrini de ele geçirmeyi başarmıştı. Böylece yeterli miktarda askeri kuvvete sahip olan Lugalzaggisi Lagaş'ı, Urukagina'nın 25. idare yılında ele geçirmiş ve kralını da esir etmiştir.
Lugalzaggisi'nin 25 yıl süren saltanat devri, Sümer hâkimiyetinin en parlak dönemi olmuştur. 
Bu kral Eannatum'dan sonra Sinear'ın kuzey bölgesinde büyük nüfuza sahip olan Samîler’i buradan uzaklaştırmıştır. 
Ardından Kiş'de kurdukları prensliği ortadan kaldırmış ve başkenti Umma'dan Uruk'a taşımıştır.

Lugalzaggisi tarafından Tanrı Enlil'e sunulmuş olup son dönemde Nippur'da bulunan büyük vazolar üzerindeki kitabelerden öğrenildiğine göre bu dönemde Sinear'da Samîler’in elinde hiçbir şehir kalmamış, hepsi yine Sümerler’in eline geçmiştir.

Lugalzaggisi, bu üstünlüğü Sinear sınırlarının ilerisine kadar götürmüştür.
Doğuda Elamlar’ı, batıda Samîler’i ve Yukarı Fırat bölgesindeki diğer boyları hâkimiyeti altında topladı. Sınırlarını Akdeniz kıyılarına kadar genişletti.
Uruk krallığını, hemen hemen bütün Ön Asya'ya hâkim bir imparatorluk haline getirdi.
Fakat imparatorluğun sınırlarının çok geniş alanlara yayılması kontrolü zorlaştırıyordu. 
Bu durumdan yararlanmak isteyen ve Sinear'ın yukarı kısmına yerleşip medenileşen Samîler, Sümerler’i sürekli rahatsız ediyordu.
Nitekim Arabistan çöllerine kadar yayılmış olan Samîler’in baskıları, Lugalzaggisi ile beraber Sümer hâkimiyetinin de yıkılması ve Sümer topraklarının Samîler tarafından istila edilmesi ile sonuçlandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder