12 Haziran 2013 Çarşamba

AKAD GENEL TARİH

Akad, Mezopotamya'nın güneymerkez kesiminde, Dicle ve Fırat nehirlerinin birbirlerine en çok yaklaştıkları yerde bulunan tarihsel bölge.

Antik Babil  medeniyetlerinin ana yurdu olan Akad'ın kuzeyinde Asur bölgesi, güneyinde ise Sümer bölgesi yer alıyordu.
Akad isminin yerini zamanla Babil kelimesi almıştır.

Akad ismi, Sami kökenli I. Sargon'nun (Akad dilinde Şarrukin) MÖ 2300'lerde kurduğu Agade şehrinin isminden gelmektedir. Bu dönemden itibaren tüm Güney Mezopotamya hükümdarları kendilerini Sümer ve Akad kralı diye isimlendirmişlerdir.
Akad, yeryüzünün ilk güçlü imparatorluğu olan Akad İmparatorluğu'nun merkez topraklarını oluturuyordu.

AKAD KRALLARI
Sargon 2334-2279 (Şarrukin)   MUSA???
Rimush 2279-2270
Maniştusu 2270-2254
Naramsin 2254-2218                ZÜLKARNEYN???
Şarkali Şarri 2218-2193

BİR BAŞKA LİSTE Akkad sülalesi(2350-2150)
1.sargon (2334-2279)
2.rimuş. (2278-2270)
3.maniştuşu (2269-2255)
4.Naram-sin (2254-2218)
5.şar-kali-şarri
6.igigi
7.nanum
8.imi
9.elulu
10.dudu(2189-2169)
11.şu-t/durul (2168-2154)

Akadlar (MÖ 4000 - MÖ 2100), MÖ 4 binde Arap Yarımada'sından Mezopotamya'ya ilk gelen ve yerleşen Sami asıllı bir kavimdir. Akad kralı Sargon Sümerleri (ZÜMER???) yenmiş ve bu devleti kurmuştur.

Devletin başkenti Akad'dır. İlk düzenli ordu sistemini kurmuşlardır. Sümerliler'in kuzeyinde, Fırat Nehri boylarında tarihte ilk bilinen imparatorluğu kurdular. Sümer kültüründen etkilendiler ve bu kültürü Ön Asya'ya yaydılar. Sargon'un ölümünden sonra devlet zayıfladı ve Sümerliler tarafından ortadan kaldırıldı (MÖ 2100).

Sami kökenli bir halk olan Akadlar (veya Akkadlar) MÖ 3. binyılın ortalarında yaklaşık iki yüzyıl boyunca Mezopotamya'da hüküm sürmüştürler. Bütün Mezopotamya'yı egemenlikleri altına alan ilk topluluk oldukları gibi idarecileri önceki Kent Kralı imgesinin yerine Evrenin Kralı simgesini ortaya çıkarmışlardır. Bu kavramı belki de ilk kullanan topluluk olarak Akadlar kültürel anlamda Sümerlerin mirasçılarıdırlar ve Sümer kültürünü büyük oranda benimsemiştirler.

Akad sülalesinin kurucusu Büyük Sargon ve torunu Naram-Sin Akad İmparatorluğunun en önemli liderleri olmuşlardır. Akadların zayıflama döneminde Sümer kentleri tekrar egemenliklerini elde etmiş ve 3. Ur Sülalesi'nin Mezopotamya'daki yükselişiyle birlikte Akadların dönemi son bulmuştur.

 Akadlılar
Kuzey Mezopotamya'dan güneye doğru genişleyen Sami halkının yerleşim yerleri, Sümer şehirlerine kadar dayanmıştır. Hatta birçok şehirde, Samiler ücretli asker olarak Sümer ordularında yeralmışlardır.

Sümer tarihinde çok önemli bir yer alan Kiş şehrinin sarayında kral Urzababa'nın baş muhasebecisi olan ve Sami halkına mensup olan Sargon, MÖ 2350 yılında bir savaştan yenik dönen kralına darbe düzenleyerek tahta geçmiştir.
Sami halkının ilk kralı olan Sargon, Kiş şehrini ele geçirdikten sonra, güneye doğru ilerleyerek diğer Sümer şehirlerini de sınırları içine aldı.
Sargon yaptığı bütün seferlerinde kuşattığı topraklara, Sami kültürünü ve dilini de götürmüştür. Sümer kültürünü temel alan ve kendi kültürüyle bütünleştirerek özümseyen Akadlılar, büyük bir medeniyeti geliştirdiler. Böylece dünyada ilk kez, bu kadar geniş bir alan üzerinde, merkezi bir devlet kuruldu.


Akad Kralı Naram-Sin

Akad şehrinin merkez haline gelmesinden sonra Sargon'un kurduğu devlete Akad Devleti, konuştukları doğu Sami diline de, Akadca denildi. Akad dili bütün Mezopotamya'da Sümer dilinin yerine geçerek, günlük yaşamda ve ticarette kullanılandı.

Kral Sargon kurduğu merkezi devletiyle asırlar boyu Mezopotamya'da süren teokrat tapınak şehir yönetimine son vermiş ve yerine güçlü bir memur mekanizmasıyla idare edilen bir devlet kurmuştur. Sargon, Mezopotamya'da iktidarı ele geçirmekle beraber sosyal, siyasal ve ekonominin yanında sanatta da değişiklikler yapmıştır.

Dinsel açıdan Güneş tanrısı Şamaş, Ay tanrısı Sin ve Venüs tanrıçası İştar en çok tapılan tanrılardı.
(İBRAHİMİ HATIRLA???)
Sargon'dan sonra güçlü bir otorite kuran torunu Naram-Sin, kendisini "Akad'ın tanrısı ve dünyanın dört bölgesinin kralı" ilan ederek, ilk tanrılaştırılan kral olmuştur. (ZÜLKARNEYNİ HATIRLA???)
Sınırlarını Zagros Dağlarına kadar genişleterek burada yaşayan savaşçı Lulubi kabilelerini dağıtmıştır.

Naram-Sin döneminde Elam ve Lulubiler Akad dilini ve alfabesini kullanmaya başlamışlardır. Naram-Sin'in ölümünden sonra Akad devleti parçalanır ve egemenlik Zagroslar'dan gelen barbar Gutilerin eline geçer.

Mezopotamya'daki insanlar tarafından "dağların canavarı'" olarak adlandırılan Gutiler, (YECUC MECUCU HATIRLA???) hüküm sürdürdükleri 70 senelik süre içinde Mezopotamya'da büyük tahribatlar yaratarak, en karanlık döneme neden olmuşlardır. Barbarlık ve talandan başka bir şey yapmayan Gutiler, Mezopotamya'da açlığa ve sefalete yol açtılar. Olumlu hiçbir gelişme kaydedemeyen Gutiler yenilip bölgeden çıkarıldılar.

File:Empire akkad.svg VADEDİLMİŞ TOPRAKLARI HATIRLA İKİ NEHRİN ARASI/MEZOPOTOMYA

Akad (Akkad/Akkade/Agade) Bağdat'ın güneyinde kalan, Doğu Samilerinin ilk yerleşim yeri olan bölgenin merkezinin adıdır. M.Ö. 4000'lerde Akadların mensup olduğu Doğu Samilerinden ilk kavimler Arabistan'dan çıkarak Orta Mezopotamya'ya gelip yerleşirler. Sonraki yıllarda bunları başka gruplar takip eder. Sümer bölgesine sızan bu Sami kavimleri yüzyıllarca yarı göçebe bir hayat yaşarken Sümer kültürünü benimseyerek ama kendi kültürlerini de tamamen terk etmeden yaşamışlar ve çoğalmışlardır.

Bu arada halkı giderek sadece Samilerden oluşan kentler oluşturmuşlardır. M.Ö. 2350'lerde de kendi kültürleriyle ortaya çıkarak Mezopotamya'ya hakim olmuşlar; bölgedeki Sümer hakimiyetine son verirken Sümerler de bundan sonra Akadların kurdukları devletin idaresinde sakin bir halk olarak yaşamışlardır.Kaynakwh webhatti.com: Akad Devleti (2350-2150)


Akad kültürü; Samilerin kendilerine has Sami kültürleri ile Sümer kültürünün kaynaşmasından oluşmuştur. Bu yeni kültür; Akkade şehrinde kurduğu devletle, Ön Asya'da site devletinden imparatorluğa geçişi sağlayan önemli bir dönüm noktasının da başlatıcısı olur. Sümer’deki bir türlü çözülemeyen kent devletleri arası savaş meselelerini Akadlı askerler bütün kent devletlerini bir yönetim altında toplamak ve göçebe toplulukların saldırılarına karşı birleştirmekle çözmüşlerdir.

Akadlı I.Sargon M.Ö. 2350 dolayında Sümer şehirlerini tek tek ele geçirirken aynı zamanda bölgede hem Sami kavimlerin Akad önderliğindeki hakimiyetini hem de kent devletlerinden bölgesel devlete geçişi gerçekleştiriyordu.

Sümer kral listesinde ülkesini 56 sene yönettiği yazılı olan Akad Devletinin kurucusu Sargon Kiş sitesinde -soylu bir sınıftan gelmemekle birlikte- üst düzey bir görevli iken krallığı ele geçirmiş,
 M.Ö. 2350'de Umma Kralı Lugalzaggisi'ye karşı yaptığı savaşta Sümerleri yenerek Akad'ı Güney Mezopotamya'nın yönetim merkezi yapmıştır.

Böylece onun adıyla anılan sülale eliyle Mezopotamya'da M.Ö. 2350-2150 yılları arasında sürecek "Sami kökenli kavimlerin egemenliği" de başlamıştır.

Ancak I.Sargon'u tarih sahnesine çıkaran sadece o zamanki yüksek kültür alanını siyasal anlamda da birleştirmesi değildir.

I.Sargon; sürekli bir ordu kurarak doğuda Elam'a, kuzeydeki dağ kavimlerine, Suriye ve Lübnan'a, Anadolu'da Toroslara kadar yaptığı askerî seferlerle tarihte ilk defa “dünya hakimi” sanına kavuşmuştur. I.Sargon'un kurduğu imparatorluk Güneybatı İran'dan Akdeniz'e kadar uzanıyor, Anadolu'nun güneydoğusu ve Kuzey Suriye'yi de içine alıyordu. Kaynakwh webhatti.com: Akad Devleti (2350-2150)

Bu devletin ayrıca Kıbrıs ve Hindistan ile de ticaret bağları vardı. Basra Körfezi'ndeki adalara deniz seferi düzenleyen I.Sargon'un hem kara ordusu yanında güçlü bir donanmaya da sahip olduğunu hem de bu geniş yayılma alanı sayesinde asıl merkez olan ve tehlikeye açık Mezopotamya'ya barış ve güven getirdiğini anlıyoruz.
Onun asıl merkez olan Mezopotamya ve Mezopotamya'nın çıkarlarını korumak ve sürdürmek adına çevre alanlara yaptığı seferler; barışı teminat altına almak için yapılmış emperyalist bir yayılma olarak değerlendirilir. Akad'ın bu derece geniş bir alanda hakimiyet kurabilmesinin ve gücünün dayanak noktaları; askerî yönden güçlü olması, yönetim mekanizmasındaki olabildiğince merkeziyetçi örgütlenme ve bir tür feodal düzendi.

I.Sargon'un kurduğu devletin yönetimi tam bir merkezî karakter kazanamamıştır. Çünkü sitelerin başındaki ensiler yine var olmuş, Sargon da bu siteleri egemenliği altına alırken onlara "bağlı beylik/ vassal devlet" statüsü uygulamıştır.

I.Sargon'dan sonra gelen halefleri (ardılları) içinde torunu Naram-Sin (M.Ö. 2270-2233) döneminde Akad Devleti fetihlerle Batı İran ve Arabistan içlerine, batıda Kıbrıs adasına kadar genişlemiştir. Dönemindeki belgelerde Naram-Sin'in Anadolu'da 17 kralla savaştığı belirtilirken bu belgeler aynı zamanda Anadolu tarihine de ışık tutmaktadır. Devletini bu derece genişleten Naram-Sin'in yaptıklarının anlatıldığı stelde Naram-Sin "dört iklimin kralı" unvanını almıştır.

Naram-Sin'den sonraki krallar döneminde Akad Devleti giderek zayıflar. Bunun nedenleri; devletin içindeki Sümer sitelerinin ve onların rahip krallarının (ensi) isyanları, Zagros Dağları'nda yaşayan kavimlerin saldırıları ve Elamlıların Mezopotamya'ya yaptıkları akınlardır.

Yaklaşık 200 yıl kadar süren Akad İmparatorluğu M.Ö. 2150 yılında Zagros Dağları (bugünkü Luristan bölgesi)'ndan gelen ve Mezopotamya kaynaklarının "dağların ejderhaları" diye bahsettiği Gutiler tarafından yıkıldı. Hemen tüm Akad şehirlerinin yağmalayıp yok eden Gutiler bölgede ancak 50 yıl kadar kalabildiler. Çünkü Sümer şehirleri bunlarla mücadele edip Mezopotamya'dan çıkarma başarısını gösterirken aynı zamanda sümer devletini yeniden kuruyorlardı.

  Sümer Kral Listesi'nde Uruk III. Sülale'den Akkad Sülalesi'ne geçiş şöyle açıklanır:
"Uruk mağlup edildi ve krallık Akkad'a taşındı" ve daha sonra kralların adları ile saltanat yılları verilir. Bunlardan en önemli 5 kral şöyledir:
1. Sargon56 yıl M.O.2371-2316
2. Rimuş9 yıl M.O.2315-2307
3. Maniştuşu15 yıl M.Ö.2306-2292
4. Naramsin37 yıl M.Ö.2291-2255
5. Şarkalişarri25 yil M.Ö.2254-2230


Akkad Ülkesi, Aşağı Mezopotamya'nın kuzeyidir. Buradaki halk, Akkad halkıdır. Dilleri Doğu Sami dilidir ve Akkatça olarak anılır. Akkad Krallığı'nın başkenti henüz bulunamamıştır. Ancak araştırmacılar Babil'e yakın bir yerde olduğunu düşünmektedirler.
Sami kralların Uruk III. Sülale sonrası Aşağı Mezopotamya'yı denetimleri. altına almaları ile ilgili çok sayıda Eski Akkad yazıt ve krali metinler vardır.

Eski Sülaleler Dönemi sonunda, Sami adları Sümer adlanna göre baskın olmaya başlar. Bu da Sami gücünün arttığını gösterir. Mezopotamya'da bu güç değişimi dilde ve siyasal denetimde farklılıklar yaratmış olmasına rağmen dinde, sanatta, yönetim şeklinde ve kanunlarda farklılık yoktur.

Sargon diğer adıyla Şarrum-kin, Sami sülalesinin kurucusudur. Samiler çölden kuzeydoğudaki bereketli ovalara sürülmüşlerdir. Buradaki uygarlıklar içinde assimile edilmişlerdir. Hızlı bir şekilde Sümer kültürüne adapte olmuşlardır.

Sümer Kral Listesi Sargon hakkında fazla açık değildir. Ya Sargon'un ya da babasının bahçevan olduğu söylenir. Yeni Babil ve Yeni Assur dönemlerine ait yazıtlar üzerinde anlatılan bir öykü vardır. "Sargon Efsanesi" adını verdiğimiz bu öykü şöyiedir:
"Babasınm kim olduğu bilinmemektedir. Annesi ise dönmedir. Annesi onu bebekken bir sepete koyarak nehre bırakır. Akki adlı biri tarafından nehirden alınır ve büyütülür. Bu kişi bahçevanlık sanatını Sargon'a öğretir."

Sümer Kral Listesi'nde, Sargon'un Ur-Zababa'ya hizmet ettiği yazılınaktadır. Ur-Zababa Sümer Kral Listesi'nde Kiş IV. Sülale'nin 2. kralı olarak geçer. Daha sonra Sargon, Ur- Zababa'nın hizmetinden ayrılır. Kendi başkentini ve krallığını kurar. Sargon, Siimerleri yönettiği gibi Aşağı ve Yukarı Dağları, Deniz ülkeleri'ni ve Dilmun'u da idare etmiştir.
Dağlar: İran dağları
Deniz Ülkeleri : İran Körfezi çevresindeki ülkeler.


Sargon'un dönemine ait yazıtlarda Sargon'un faaliyetlerinden açıkça söz edilir. Kendi şehri Akkad'dan yola çıkıp Uruk kentine saldırrnış Lugalzagesi'yi tahttan indirmiştir. Akkad Sülalesi'nden hemen sonraya ait bir yazıtta olaydan şu şekilde söz edilir:
"Uruk'u mağlup etti ; duvarlarını yıktı ; Uruk ile yapılan savaşta o muzafferdi. Lugalzagesi'yi esir aldı. Boynuna köpek tasması bağlayıp Tanrı Enlil'in kapısına götürdü."
Yazıtta geçen Enlil Kapısı, Lugalzagesi'ye ait olan kutsal Nippur kentindeki Sümer tanrısı Enlil'in tapınağı olmalıdır. Lugalzagesi'nin yakalanarak Enlil'e sunulması egemenliğin Akkad'a geçtiğini gösterir. Nitekim tapınakta yer alan heykel yazıtı Sümerce değildir. Akkatça yazılmıştır.

Sargon, Sümer ve Akkad ülkelerindeki egemenliğini sağlaml aştırdıktan sonra Batı'daki Amurru, Doğu'daki Elam ve kuzeydeki Subartu ülkelerine karşı eylemlere girişir. Yaptığı 34 seferde de başarılı gösterilmiştir.


- Babil'in 200 km. kuzeyindeki Tuttul (Hit) kentine de sefer yaparak Batı Samilerin baştanrısı Dagan'a burada dua etmiştir. Dagan, Man kenti de dahil olmak üzere Yukarı Bölge'yi, Sedir Ormanları'nı ve Gümüş Dağları'nı bağışlamıştır.

Sedir Ormanları = Amanus veya Lübnan Dağları
Gümüş Dağları = Toroslar
- Puruşhanda'daki Mezopotamyalı ticaret kolonisini yerel krala karşı korumak için Anadolu'ya bir sefer düzenlemiştir. Mezopotamya ile Anadolu arasındaki ticaret ilişkilerinin tohumunun atıldığı dönemdir.

- Sargon, Dilmun'dan diğer ülkelere deniz seferleri yapmıştır. Deniz taşımacılığını Basra Körfezi'nde egemenliği altına almıştır.

Sargon'un oğulları Rimuş ve Maniştuşu onun yerine geçmiştir. Maniştuşu, kendisine bırakılan tüm topraklar üzerinde isyanlar olduğunu, Aşağı Deniz'e gemilerle seferler düzenlediğini söyler. Her iki oğul da isyanlar sonucu öldürülür. 


6 yorum:

  1. Akad yazıtları konusunda az ve öz bilgi verir misiniz ?

    YanıtlaSil
  2. Abi ordu duzeni hakkinda bir sey verwnilir misiniz

    YanıtlaSil
  3. Bakın admin,siz bazı bilgileri yayınlanmadan önce Tarihi,Tarihi belgeleri ve hatta gerekirse ''aklınız ererse tabi''antropologloglara filologlara ve arkeologlara kısacası işin ehline danışarak onlardan yeterli bilgi alarak bu benzeri konuları yayımlanma veya paylaşma girişiminde bulunun Yecüc ve mecücün kim olduğunu neredeyse bütün dünya biliyor
    sen şimdi kalkmışsın burda,sıkılmadan utanmadan arlanmadan yüzün kızarmadan bir takım yalan dolan safsata aslı fefi olmayan şeylerle yecücü ve mecücü Gutilere mal atmeye yakıştırmaya çalışıyorsun ayıp yaa insanda biraz ahlak olur

    YanıtlaSil